Hasta Hakları Nelerdir?
Hasta hakları adıyla gelişen, hastane yönetimine ve hekime karşı hastayı korumayı amaçlayan hukuki düzenlemelerin temeli 1981’de Dünya Tabipler Birliği Tarafından 6 maddelik Lizbon Bildirgesiyle atılmış, uluslararası sözleşmelerce atılmış ve iç hukukta da bu uluslararası sözleşmelere aykırı olmamak koşuluyla bir Hasta Hakları Yönetmeliği düzenlenmiştir. Lizbon Bildirgesinin 6 maddesi şöyledir;
- Hasta hekim seçiminde özgürce hareket edebilmelidir.
- Hastalar hiçbir etki altında kalmadan özgürce klinik ve etik karar verebilen hekim
tarafından bakılabilmelidir.
- Hastanın, hastalığıyla ilgili yeterli bilgilendirmeden sonra önerisi yapılan tedaviyi onama veya reddetme hakkı vardır.
- Hasta tüm tıbbi ve özel hayatına dair bilgilerin gizli kalmasını hekimden talep edebilme hakkına sahiptir.
- Her hastanın onurlu bir şekilde ölmeye hakkı vardır.
- Hasta her türlü ruhi ve dini teselliyi isteyebilme ve reddetme hakkına sahiptir.
Hukukça güvence altına alınmış hastanın hakları şunlardır;
Bilgi Edinme Hakkı: Hastanın,
- Her türlü sağlık hizmeti ve tıbbi tedavi süreci ile ilgili bilgi,
- Tedavi sürecinin ve hizmetlerin bedel olarak ödenmesi gereken ekonomik karşılığı,
- Uygulanacak tedavide varsa risk, zarar ve yararları ile alternatif tedavi yollarına ilişkin bilgi,
- Hastanın hizmetini gören sağlık personelinin kimliğini ve mesleki tecrübe ve yetenekleriyle ilgili bilgi talebinde bulunma ve de tedavi sürecinin herhangi bir aşamasında ikinci bir hekim görüşü alma hakkı vardır.
Tıbbi Tedavi ve Bakım Hakkı: Öncelikle her hastanın öncelikle tıbbi tedaviye ulaşabilme hakkı mevcuttur. Tıbbi tedaviye ulaşan insanın hiçbir özellik ayrımına tabi tutulmaksızın eşit ve saygın sağlık hizmeti alma hakkı ve sağlık hizmeti almak istediği kurum ve kişileri(hekim, sağlık çalışanı vb.) seçme özgürlüğüne sahiptir. Son olarak hasta kendisi ile ilgili olan tedavi planlarına katılma, reddetme hakkına sahiptir.
Aydınlatılmış Onay (İlgilinin Rızası): Kişinin kendi sağlığı ile ilgili tıbbi kararlar ve tedavi planlarıyla ilgili bilgi alma, icra edilecek her türlü tıbbi işlem için zorunlu şarttır. Diğer bir deyişle hekim, hastayı tedavisi veya tıbbi müdahale konusunda her türlü bilgi ile aydınlatmalıdır.
Ayırt etme gücü olmayanlar ve 18 yaşından küçüklerin aydınlatmaya dair onayları velisi/vasisinden alınır.
Acil müdahalenin gerektiği durumlarda aydınlatmaya dair onay veya müdahale için hastanın rızası aranmaz.
Mahremiyet Hakkı: Mahremiyet hakkının kapsamına kişinin tıbbi kayıt ve bilgilerini, gizlilik esaslarına uyularak doğru ve eksiksiz biçimde saklanma ve korunmasını isteme hakkı girer. Bu sayede hasta istediği zaman kayıt ve bilgilere ulaşabilme hakkını kullanabilecektir.
Dini Vecibelerini Yerine Getirme Hakkı: Hastaların sağlık kurum ve kuruluşlarında dini ibadetlerini serbestçe yerine getirebilme hakkı güvence altına alınmış talebe bağlı olarak din görevlisi de çağrılmaktadır. Ancak bu talep şartı agoni halindeki hastalarda uygulanmamakta olup, agoni halindeki hastalar için mensup olduğu dinin resmi görevlisinin çağrılması zorunluluğu vardır.
Şikayet Hakkı: Hastanın herhangi bir hak ihlali yahut zararı söz konusu olduğunda şikayette bulunma hakkı vardır. Bu şikayette bulunma hakkı şikayet mekanizmasının işlemesi neticesinde çıkan sonucu hasta ile paylaşmayı da kapsamaktadır.
Hakkının ihlal edildiğini düşünen hasta şikayet mekanizmasında fayda görmez veya hiç başvurmak istemezse, kendisi için yargı yolu açıktır.
01.08.1998 tarihinde yayınlanan ve son güncellenmesi 2014 senesinde gerçekleşen Hasta Hakları Yönetmeliği toplamda dokuz bölümden oluşmaktadır. Bu dokuz bölümde hukuki düzenlemesi yapılan konular;
Kısaca söylemek gerekirse, uluslararası hukuk belgeleri ve iç hukukta düzenlenen kanunlarla güvence altına alınan hastanın hakkı ihlali durumunda, hasta için birçok hukuki imkan doğmaktadır. Bu imkanların başını maddi ve manevi tazminat talepleri çekmekte olup, tazminat talebini dava yoluyla yöneltilmesi halinde hak ve menfaat kaybına uğramamak için avukatı vekalet tayin etmek en sağlıklı yoldur.