Hekimlerin mesleklerini icra ederken uymaları gereken sorumlulukları vardır. Ancak hekimlik mesleğini icra eden kişiler bu sorumluluklarının bilerek (kasıtlı) veya çoğunlukla da bilmeden (taksirli) şekilde dışına çıkabilir. Böyle durumlarda hekimlerin sorumlu tutulacağı ve uygulanacak cezai yaptırımların bilinmesi gerekmektedir.
Hekimlerin Sorumlulukları
Hekimlik mesleğini icra eden kişilerin sorumlu oldukları dört temel kurum vardır.
1. Mesleki sorumluluk: Hekimlik mesleğini icra eden kişiler meslekleri açısından Türk Tabipler Birliği’nin ortaya koyduğu ve şart koştuğu yönetmelik ve tüzüklere bakarak mesleklerini icra etmeleri gerekmektedir. Eğer hekim bu kuralların dışına çıkacak uygulamalarda bulunuyorsa ilgili meslek odası, hekimi onur kuruluna sevk eder ve gerekli işlemler uygulanır.
2. İdari sorumluluk: Kamuda çalışan hekim çalıştığı kurumun belirlediği kanun ve yönetmeliklere uymak zorundadır. Eğer kişi konulmuş olan bu sorumlulukların dışına çıkarsa kurum tarafından inceleme için atanacak bir soruşturmacı tarafından kusurunun olup olmadığına bakılır.
3. Hukuki sorumluluk: Hekimlik mesleğini icra eden kişi eğer mesleğini icra ederken zarar ortaya çıkarırsa bu durumda da hekimin hukuki sorumluluğu doğmuş olacaktır. Kanunlarımızda hekimlik mesleğini icra eden kişilerin neden olabileceği zararların tazmini için özel kanun hükümleri ne yazık ki yoktur.Bu gibi durumlarda Borçlar Kanununa bakılır.
4. Cezai sorumluluk: Hekimlerin mesleklerini icra ederken ortaya çıkan zararlar sonuncunda sadece hukuki değil aynı zamanda cezai sorumlulukları da vardır.
Malpraktis Kavramı Nedir Ne Anlama Gelmektedir
Malpraktis; ilaç kullanımından hastane enfeksiyonlarına kadar tıbbi uygulamanın her evresinde, her aşamasında ortaya çıkabilecek ve hastaya zararı dokunan tıbbi kusur veya hataları kapsayan bir kavramdır.
Hekimin bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik doğrultusunda ki davranışı sonucunda bir hastanın zarar görmesi hekimliğin kötü icra edilmesi yani uygulanması anlamına gelir.Tıbbi müdahalenin yanlış uygulanması ve hekimin hatası olmayan durumlar ayrılmalıdır ve bir birinden çok farklı olup karıştırılmamalıdırlar.
a)Tıbbi yanlış uygulama (malpractice),hekimin tedavi sırasında genellikle yapılan uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi meydana gelen zararlar.
b)Tıbbi uygulama sırasında; öngörülemeyen bilgi ya da mesleki noksanlığı sonucu oluşan ise istenmeyen sonuçtur ve bunda hekimin herhangi bir sorumluluğu yoktur.
Yapılan her tıbbi müdahale, hasta açısından, belirli riskler taşımaktadır.Hekimlerin meslek icra edimi insan hayatını önemli derecede ilgilendirip yapılan müdahalelerde sorumluluk açısından belirli uygulamaarın getirilmesini zorunlu kılmıştır.Hekimler her ne kadar dikkat ve özen içerisinde mesleklerini icra etseler dahi hekimlik mesleğinin doğasından kaynaklanan bu riskler kaçınılmaz bir sonuç olarak insan hayatını ilgilendirmektedir. Komplikasyon olarak tanımlanan bu sonuçtan hekimlerin sorumlu tutulabilmesi hukukun uygulanması açısından mümkün değilir. Ancak tıbbi müdahalede bulunan hekim, komplikasyonu zamanında fark etmeyip müdahale etmez ya da fark ettiği halde gerekli önlemleri almaz ise komplikasyon, malpraktise dönüşür ve mesleğini icra eden hekimin sorumluluk alanı doğmuş olmaktadır.
Yani sonuç olarak malpaktis ;hekimin, hastanın uygulanması gereken prosedür dahilinde tedavisi yapılırken, hekimin vekalet akdinden doğan özen yükümlülüğünün ihlal etmesi dolayısıyla, beceriksizliği ya da ihmali ile hastaya zarar vermesidir.
Hekimlerin mesleğini icra ederken 2 çeşit cezai sorumluluğundan bahsedilir.
1. Hekimin Kasti Davranışından Doğan Cezai Sorumluluğu
Hekim hastaya yapacağı her tıbbi müdahalede hastanın tedavisini gütmeli ve hastanın iyileşmesine yönelik tıbbi müdahalede bulunmalıdır.Hekimin başka bir amaçla tıbbi uygulamada bulunması durumunda kasıtlı sorumluluğuna gidilecektir.Hasta üzerinde yapılan tıbbi müdahaleler hastayı tedavi amacı taşımayıp , hastayı ölüme sürüklemek ya da sağlık durumunu daha kötüleştirmek için yapılırsa hekim , kasten adam öldürme ya da müessir fiil suçundan sorumlu tutulacaktır.Hekim tıbbi müdahale ile kasten işlediği suçlarda, diğer herhangi bir kişinin işlediği kasten işlenen suçlardan farklı bir durumda bulunmamaktadır, onun tıbbi müdahale ile yapmış olduğu bu kasten işlenen suç, hekimin kastından dolayı sorumluluğu olduğu için tıbbi uygulama hataları bakımından farklı bir özellik taşımaz.
2.Hekimin Taksirli Davranışından Doğan Cezai Sorumluluğu
Hekimin tıbbi uygulama sonucunda taksire dayalı cezai sorumluluğu ancak tıp biliminin kurallarına uyarak hareket etmesi halinde önlenebilecek zararlı sonuçlar bakımından mümkündür. Bu ilkenin uygulanabilmesi için bir ön şartı vardır. Bu ön şart da hekimin hastayı tedavi amacı gütmesidir.
Hekimin kusuru diye bağımsız bir kusur şekli tanımlanmamıştır. Burada sadece hekimin subjektif durumu yani bulunduğu şartlar ile tıp biliminin getirdiği uygulamalar dikkate alınmalıdır. Hekim hastaya uygulanacak belirli bir risk taşıyan tıbbi müdahalesinde, riskin muhtemel sınırları içinde kalmışsa(tıp bilimim verilerince hareket ettiyse) sorumlu tutulamaz.
Hekimin taksir olarak sayılabilecek tıbbi müdahaleleri genel olarak şunlardır:
-Hekimin doğru bir teşhisinden sonra tedavi konusunda yanlış bir seçim yapması
-Tedaviyi yanlış uygulaması ve tedavide gecikmesi
-Hekimin yapmış olduğu teşhise ilişkin işlemler (yanlış teşhis ve buna bağlı olarak yanlış tedavi seçimi)
-Gerektiğinde acil tedbirlere başvurmamak gerektiği özeni göstermemek
-Tehlikeli anestezi maddesinin kullanılması
a)Hekimin Tıbbi Uygulama Sonucu Taksirle Ölüme Sebebiyet Vermesi
Taksirle öldürme suçunun takibi şikayete bağlı değildir; yani ölen kimsenin yakınları hekimin yargılanmasını talep etmeseler dahi, hekim savcının re’sen yürüteceği soruşturma sonrasında, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe varsa açılan bir kamu davasında yargılanabilecektir.
Bu suçun maddi unsuru, hastanın ölüm olayının gerçekleşmiş olmasıdır. Ölümün hekimin tıbbi müdahalede gerekli dikkat ve özeni göstermemiş olması nedeniyle gerçekleşmiş olması ise bu suçun manevi unsurunu oluşturmaktadır. Hekime bu ilke doğrultusunda ceza verilebilmesi bu suçun manevi unsurunun yani hastanın ölüm olayının hekimlik mesleğinin gerektirdiği tıp biliminin veri ve eldelerine dikkat göstermemiş olması nedeniyle gerçekleştiğinin tespit edilmesine bağlıdır. TCK kanununda bu suç için öngörülen ceza miktarı 3 ile 6 yıl arası hapis cezası olarak belirlenmiştir.
b)Taksirle Yaralamaya Sebebiyet Verme:
Bu suçun maddi unsuru, hastanın yaralanmasıdır. Yaralanmanın hekimlik mesleğinin tıbbi müdahalede gerektirdiği tıp bilimim veri ve eldelerine dikkat gösterilmemiş olması nedeniyle ortaya çıkması ise suçun manevi unsurudur. Belirtilen suç bilinçli taksir hali hariç takibi şikayete bağlı bir suçtur. Bu suçun takibinin şikayete bağlı olması demek hekim hakkında soruşturmaya başlanabilmesi için mağdurun şikayet etmesi gerektiğidir.Kanunda bu suç için belirlenen ceza miktarı 3 aydan 1 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.
Sonuç Olarak;
Hekimin TCKda belirtilen maddeler ışığında sorumluluğu, genel olarak yaralama kavramının unsurlarını oluşturduğu için taksirle veya kasten yaralama olarak görülmektedir. Hekimin uygulamamış olduğu tıbbi malpraktis oluşturan hareketinin hangi suç içerisinde değerlendirilmesi gerektiği ise somut olayın nasıl gerçekleştiğine bakılarak tespit edilecektir.
Hekimlik mesleğinin, mesleğin niteliği ve hekimin aldığı eğitim uyarınca kasten öldürmeye elverişli olmaması sebebiyle kasten öldürme suçundan sorumluluğun daha zor oluştuğunu söylemek yerinde olacaktır. Bu nedenlerden dolayı ki hekimin sorumluluğu daha çok taksirle öldürme ve taksirle yaralama ile birlikte hekimin ihmal suretiyle icrai bir hareketi gerçekleştirmesi halinde ise ihmal suretiyle kasten öldürme veya yaralama olarak değerlendirilmeye tabi olacaktır.
Genel olarak hekimin tıp bilimleri doğrultusunda yaptığı müdahaleler dikkate alındığı için özen ve dikkat burada önem taşımamaktadır.Hekimin müdahaleleri dolayısıyla disiplin sorumluluğu ise hekimin deneyimleri ile birlikte içerisinde ayrıca cezalandırılmasını sağlayan bir müessese olup hekimin özen yükümlülüğünü oluşturmaktadır.
Hekimler insan hayatını ellerinde bulunduran ve bu nedenlerden dolayı yapmış oldukları tıbbi müdahelelerin önemini bilmeleri ve dikkat çerçevesinde olmaları gerekmektedir. Bununla Birlikte yapılan bu müdahaleler her zaman dikkat ve özen çerçevesinde olamamakla birlikte bu yüzden bu hataların tespiti için deneyimli ekip arkadaşlarımıza başvurabilir online danışmanlık hizmetimizden faydalanarak alanında yetkin hukukçu arkadaşlarımızdan bilgiler edinebilirsiniz.