Kamulaştırmasız El Atma Davası

Kamulaştırmasız El Atma Davası

Mülkiyet hakkı konusunda Anayasa, Türk Medeni Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince özel mülkiyet prensibi benimsenmiştir. Özel mülkiyet ilkesinin benimsenmesi çerçevesinde buna bağlı olarak mülkiyet hakkının dokunulmazlığı ve mülkiyet hakkının mutlaklığı gibi ilkeler de bu konuda yol gösterici nitelik taşımaktadır. Kişilerin mülkiyet hakkının korunması ve müdahale edilmemesi temel prensibi oluşturmakla birlikte devlet, bazı durumlarda vatandaşların mülkiyet hakkına müdahale ederek birtakım kısıtlamalarda bulunabilmektedir. Devletin mülkiyet hakkına müdahalesi noktasında genel olarak karşılaşılan işlemler kamulaştırma ve kamulaştırmasız el atma şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Kamulaştırma

Kamulaştırma, devlet ya da kamu tüzel kişileri tarafından kamu yararının gerektirdiği hallerde karşılığını peşin ödemek koşuluyla özel mülkiyete konu olan taşınmazların tamamına veya bir kısmına el konulması ya da üzerinde bir irtifak hakkı tesis edilmesi işlemidir. Kamulaştırma işlemi için taşınmazın sahibinin rızasının bulunması gerekmekte, taşınmaz mal sahibinin rızasının bulunmadığı durumlarda ise kamulaştırma işlemi mahkeme kararı ile gerçekleştirilmektedir.

Özel mülkiyete konu olan taşınmazı kamulaştırılan vatandaşlar, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açabilecektir. Kamulaştırma işlemi açısından yoğun şekilde ihtilafın yaşandığı nokta kamulaştırılan taşınmazın bedel tespitinin belirlenmesidir. Bu açıdan kamulaştırma işlemini gerçekleştiren devlet ya da kamu tüzel kişileri mahkemeye başvurarak bedel tespiti davası açmaktadır. Taşınmazı kamulaştırılan kişilerin de davayı takip ederek taşınmazın gerçek değerinin tespiti aşamasında gerekli katkıda bulunabileceğini belirtebiliriz.

Kamulaştırmasız El Atma

Kamulaştırmasız el atma, devlete ait kurum ve kuruluşlar (kamulaştırma yetkisini haiz kurum ve kuruluş) tarafından yasal bir yetkiye dayanmaksızın ve idari bir karar olmadan, özel mülkiyete konu olan taşınmaz mallara fiilen veya hukuken el koyma işlemidir. Özel mülkiyette bulunan taşınmazlara kamu kurum ve kuruluşları (idare) ancak kanunda öngörülen şekilde kamulaştırma yaparak ve bedelini peşin ödeyerek veya İmar Kanunu çerçevesinde imar uygulaması yaparak bedel ödemeksizin en fazla %40 oranında el konulabilir. Belirtilen durumlar dışında kalıcı nitelikteki tüm el koymalar kamulaştırmasız el atma niteliğindedir.

Devlet ve kamu tüzel kişileri tarafından el atılan taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı, bina vb. bulunması durumunda, yapı veya bina sahibinin kamulaştırmasız el atma işlemini gerçekleştiren devlet kurumuna karşı maliki olduğu taşınmaz yapının bedelinin ödenmesi için bedel tazmini davası açma hakkı bulunmaktadır. Davanın açılabilmesi ve taşınmaz bedelinin işlemi gerçekleştiren kurum veya kuruluştan tahsil edilebilmesi için, ilgili taşınmazın tapuya kayıtlı olması ve davanın tapu sahibi tarafından açılması gerekmektedir.

Kamulaştırmasız El Atma İşlemine Karşı Açılabilecek Davalar

Taşınmazına kamulaştırmasız el konulan malik, el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, ilgili duruma razı olduğu takdirde taşınmaz bedelini talep hakkı söz konusu olabilecektir. Taşınmaz malikinin el konulan taşınmazın bedelini talep ederek dava açması halinde taşınmazın el koyma tarihindeki bedeli değil, dava tarihindeki rayiç değeri nazara alınarak tahsiline karar verilecektir.

  1. El Atmanın Önlenmesi (Müdahalenin Men’i) ve Kaldırma Davası

 

Özel mülkiyete konu olan bir taşınmaza yasal bir yetkiye dayanmadan ve kalıcı nitelikte gerçekleştirilen el koyma durumunda taşınmazın maliki açacağı dava ile el atmanın önlenmesini ve kaldırılmasını isteyecektir. Bu davanın açılabilmesi için tapuda malik olarak gözükmek şart olup, yalnızca zilyetliğe dayanılarak kamulaştırmasız el atmadan dolayı müdahalenin men’i davası açılamayacaktır.

  1. Bedel Tazmini Davası

Taşınmazın maliki bedel tazmini davası ile el konulan taşınmazının mülkiyetini idareye bırakmakta ve bunun karşılığında taşınmazın rayiç bedelini talep edecektir. Taşınmaza birden fazla kişi malikse ve iştirak halinde ya da müşterek mülkiyet ilişkisinin bulunması durumunda her bir hisse sahibi ayrı ayrı dava açabilecek ve dava neticesinde hissesi oranında bedel almaya hak kazanacaktır. Bedel tazmini davası açabilmek için taşınmazın tapuda kayıtlı olması ve davanın tapu sahibi kişi tarafından açılması zorunluluk teşkil etmektedir.

Kamulaştırmasız el atma hususunda zamanaşımı Kamulaştırma Kanunu madde 38’ de 20 yıl olarak düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin 2003 yılında verdiği karar ile madde 38 Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Bu açıdan kamulaştırmasız el koyan idareye karşı taşınmaz malikinin her zaman dava açabileceği ifade edilebilecektir.


Bu Makaleyi Paylaş