Kentsel Dönüşüm Mağduriyeti

Kentsel Dönüşüm Mağduriyeti

Kentsel Dönüşüm

Kentsel dönüşüm, çöküntü, yıpranma ve bozulma olan kentsel mekanlarda çevresel, ekonomik ve toplumsal koşulların bütünleyici ve kapsamlı bir şekilde iyileştirilmesini ve imar planına bağlı kalınarak gerçekleştirilen yapım aşamasını ifade eden süreçtir. Kentsel dönüşüm sürecinin suistimal edilmesi, inşaat faaliyetlerinin belirlenen süreye oranla bir hayli gecikmesi ve taşınmazların rayiç değerlerinin altında kamulaştırılması ilgili taşınmaz maliklerinin mağduriyet yaşamalarına sebebiyet vermiştir.

Ülkemiz açısından son yıllarda yaşanmış olan felaketler kentsel dönüşüm sürecine yönelik gerekli hukuki düzenlemelerin yapılmasını zorunlu hale getirilmiştir. Kentsel dönüşüm sürecinin hukuki dayanağını 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Kentsel Dönüşüm Yönetmeliği oluşturmaktadır. 2012 yılında yürürlüğe giren ilgili kanunun getirmiş olduğu yenilikler uygulamada yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçilmesi adına önem taşımakta ancak bu durumun ranta dönüşmesi halinde bireylerin mülkiyet hakkının ihlal edilmesinin söz konusunu olabileceği ifade edilebilir.

Kentsel Dönüşüm Uygulama Alanı

Kentsel dönüşüm uygulaması açısından sıklıkla karşılaşılan durumlardan biri 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun hükümleri uyarınca karar alma çoğunluğunun eski uygulamada oybirliği aranmasına karşılık yeni düzenlemede ⅔ çoğunluk ile alınabilmesinin sağlanması taşınmaz maliklerinin mağduriyet yaşamasına sebep olmaktadır. Kentsel dönüşüm sürecinin başlatılabilmesi için gereken ⅔ çoğunluğun belirlenmesinde temel alınan kıstas arsa payı çoğunluğudur. Bu açıdan sürecin başlatılması tapuda arsa payı tespitinin yapılarak belirtilen çoğunluğun sağlanıp sağlanmadığının araştırılması gerekmektedir.

Kanunun ⅔  çoğunluğun kararıyla sürece başlanmasındaki amacı taşınmaz maliklerinin hızlı şekilde karar almasını sağlamak ve dönüşüm sürecine geçilmesini temin etmektir. Hukuki açıdan süreçteki sıkıntılı durum çoğunluğa karşı oy kullanmış olan ⅓ oranındaki arsa payı sahiplerinin mağduriyet yaşaması halinde başvurabilecekleri hukuki imkanların neler olacağının kanunda düzenlenmemiş olmasıdır. Kanunda bu hususta herhangi bir düzenleme bulunmadığından dolayı genel hükümler çerçevesinde tazminat talebinde bulunulabilecektir.

Kentsel dönüşüm aşamasında kişilerin malvarlığı ve mülkiyet hakkı üzerinde doğrudan müdahalede bulunulması, bunun neticesinde ortaya telafisi güç ya da imkansız zararların çıkmasının önüne geçebilmek amacıyla uzman kentsel dönüşüm avukatına başvurulması önem taşımaktadır. Kentsel dönüşüm sürecinde hukuk bürosu olarak uzman kentsel dönüşüm avukatlarımız vasıtasıyla maliklerin yaşayabilecekleri hukuki sorunların çözümünde hak kaybı yaşanmaması adına hukuki danışmanlık ve dava hizmeti sunmaktayız. Sözleşmenin kurulması sürecinden uyuşmazlıkların çözümü aşamasına kadar alanında uzman avukat kadromuzla hukuki ihtilafların müvekkillerin menfaatine sonuçlandırmak gayesiyle ihtiyaç duyulan hukuki hizmeti sağlamaktayız.

Kentsel Dönüşüm Mağdurlarının Tazminat Talebi

Kentsel dönüşüm sürecinde gerekli kararın alınmasının ardından malikler ile müteahhit arasında yapılacak olan sözleşmede, yenileme işlemlerinin tamamlanmasının ardından sözleşmede kararlaştırılan şekilde veya yapının kararlaştırılandan büyük oranda farklılık taşıması durumunda mağduriyet yaşayabilecek olan kişilerin sözleşme aşamasında, sonraki süreçte yaşanabilecek mağduriyet sebebiyle dava açma hakkını saklı tutmalarını sağlayacak şekilde sözleşmenin hazırlanması önem arz etmektedir.

Sözleşmenin yukarıda öngörülen şekilde hazırlanması neticesinde mağduriyet yaşayan vatandaşların kentsel dönüşüm sebebiyle uğramış oldukları maddi ve/veya manevi zararları denkleştirme tazminatı davası yoluyla sözleşmenin karşı tarafından talepte bulunmaları mümkün hale gelecektir. 6306 sayılı kanunda öngörülen hükümler kapsamında sözleşmenin tarafı olma konusunda zorunluluk yaşayan kişilerin/maliklerin, sözleşmeyi zorunlu olarak imzalamaları dolayısıyla zarara uğramaları halinde ise bu zararın talep edilmesi farklı bir tazminat davası yoluyla gerçekleştirilecektir.

Kentsel Dönüşüm Davası

6306 sayılı kanuna göre riskli yapı ve riskli alanlarda yapılacak bütün işlemlerle alakalı olarak mağduriyet iddiasında bulunan tarafların işlemi öğrendikleri veya kendilerine tebliğ edildiği tarihte itibaren 30 gün içinde idari yargıda iptal davası açma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Davanın görülmesi sırasında ortaya çıkması muhtemel olan telafisi güç veya imkansız zararların öngörülmesi halinde idare mahkemesinden yürütmenin durdurulması talebinde bulunulması gerekir. Yürütmenin durdurulmasına kararlarına karşı bir defaya özgü olmak suretiyle kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde Bölge İdare Mahkemesine itirazda bulunulabilir.


Bu Makaleyi Paylaş