Maaş haczi, alacaklıların İcra ve İflas Kanunu (İİK) m.83 uyarınca, borçlunun maaşından belirli oranlarda kesinti yaparak alacağın tahsilini sağlamalarıdır. Özellikle icra takiplerinde sık kullanılan bir yöntemdir. Maaş haczi hukuki prosedürler, oranlar ve itiraz süreçleri açısından dikkatle ele alınmalıdır.
Kesinleşmiş icra takibinden sonra, alacaklı veya avukatı icra müdürlüğü aracılığıyla borçlunun SGK kaydını sorgular. Bu kayıt ile borçlunun çalıştığı yer ve maaş bilgileri öğrenilir. İcra müdürlüğü, işverene maaş haczi müzekkeresi göndererek borçlunun maaşından kesinti yapılmasını talep eder.
İşverenin bu müzekkereye uymaması durumunda hakkında suç duyurusunda bulunulabilir, çünkü bu durum borçlunun malvarlığına müdahale eden üçüncü kişinin sorumluluğu kapsamına girer.
İcra ve İflas Kanunu’na göre maaşın en fazla dörtte biri (%25) haczedilebilir. Bu oran ancak borçlunun muvafakati ile artırılabilir.
Son düzenlemeler ile emekli maaşları haczedilemeyen mal varlığı kapsamına girmiştir. Ancak uygulamada bazı istisnalar vardır:
Yargıtay kararları emekli maaşlarının bloke edilebileceğini göstermektedir, özellikle banka kredi borçları durumunda.
Emekli maaşına haciz için borçlunun muvafakatı gerekir.
İşverenin maaş haczine itiraz hakkı, ancak borçlunun iş akdi sona ermişse mümkündür.
Borçlu iş akdine devam ediyorsa itiraz hakkı yoktur; kesinleşmiş icra takibi sonrası haciz talebi uygulanabilir.
Bazı bankalar, borçlu maaşının tamamına bloke koyabilmektedir. Bunun önlenmesi için:
Maaş hesabınızın bankaya bildirilmesi
Hesabın maaş hesabı olarak tanımlanması gerekir.
Bu sayede maaşın dörtte birinden fazlasına el koyulması engellenebilir.