Rekabet Hukukunda Tarafsızlık İlkesi

Rekabet Hukukunda Tarafsızlık İlkesi

Rekabet Hukukunda Tarafsızlık İlkesi

 

Türk Ticaret Kanunu içerisinde yer bulan rekabet kavramı, gerek piyasadaki önemi ve gerek hukuken düzenleme zorunluluğu içermesi nedeniyle bu ihtiyacı karşılamak adına hukuk sistemimizde Rekabetin Korunması Hakkında Kanun yer bulmaktadır.

 

 Rekabet hukukundaki tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesi rekabet kurulunun 2000’li yıllardan itibaren verdiği kararlarda önem kazanmıştır ve birçok kişi bu kurulun verdiği kararlara bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine aykırılığı gerekçesiyle itiraz etmiştir. Peki rekabet kurulunun verdiği kararların bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine aykırı düştüğü nokta neresidir?

 

 Rekabet kurulu Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un ihlal edilip edilmediği ile ilgili bir soruşturma yürütmekte ve bu soruşturmayı da kurul üyelerinden birisi soruşturma heyeti başkanlığında yapmaktadır. Ve bu soruşturmacı kurul üyesi de bu raporu soruşturma heyeti başkanı olarak imzalamakta idi.

 

 Rekabet Kurulu ilgili kişiler hakkında çok ağır idari para cezası vesair idari yaptırımlar uyguladığı için bu kişiler konuyu  ilgili rekabet kurulunun kararını iptal için Danıştay’a taşımıştırlar. Danıştay’a yapılan bu başvuruların neticesinde Danıştay 2005 senesinde konuyla ilgili yerleşik bir içtihat oluşturmuştur. Bu içtihada göre;

 

  • Öncelikle Danıştay, Rekabet Kurumunun Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 20. maddesi gereği  mal ve hizmet piyasaları içerisinde rekabetin sağlıklı gelişebilmesi için kanunun kendisine verdiği görevli yerine getiren kamu tüzel kişiliğine sahip idari ve mali açıdan özerk bir kurum olduğunu belirtmiştir. Devamında Rekabet Kurumunun bağımsız olduğunu ve hiçbir makam ve mevkinin talimatları ile kurumun nihai kararlarının biçimlenemeyeceğini söylemiştir.

 

  • Danıştay, Rekabet Kanununun ilgili kanun maddelerini değerlendirerek Rekabet Kurumunun yetkileri içerisinde çok ağır idari yaptırımlarda bulunabileceğine dikkat çekmiş ve dolayısıyla bu yetkilerini orantılı bir biçimde kullanması bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri ile ters düşmemesi gerektiğini belirtmiştir.

 

  • Rekabet Kurulu 2005 sene öncesi soruşturmalarında görevlendirilen kurul üyesi ve raportörlerden oluşan heyet ilgili kanunun ihlali iddiasıyla her türlü bilgi belgeyi toplayıp soruşturma yürütüyor ve bu soruşturma üzerine bir rapor hazırlamakta idi. Ayrıca tarafların rapora karşı savunmaları dosyaya eklenmekte idi. Danıştay bu uygulama biçimini de incelemeye almış ve soruşturmayı yürüten kurul üyesinin davacıya verilmesi gereken cezayı oluşturup raporunda imzaladığını zaten görüşünün belli olduğunu o yüzden nihai kararın verileceği toplantıya katılarak bir de oy kullanmasının tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu kanaatine varmıştır. Bu kanaatinin ardından Danıştay bu uygulama ile verilmiş birçok rekabet kurul kararının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.



  13 Temmuz 2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun uyarınca Rekabet Kanunu’nun 43.maddesi değiştirilmiş olup, buna göre 2005’den bu yana verilen kararlarda Rekabet Kurulu kararlarının uygulaması da Danıştay’ın bu konudaki yerleşik içtihadı ile uyumlu hale getirilmiştir. Bu sayede hem içtihat hem de kanun bütünlüğü sağlanmış olup adaletin tesisi için önemli bir atılmıştır.

 

 Rekabet hukuku ticaret yapan birçok firmayı ilgilendirmekte olup rekabetten kaynaklanan birçok uyuşmazlığa uygulamada şahit olmaktayız. Bunun içindir ki şirketlere,Proaktif Hukuk Danışmanlık olarak tavsiyemiz hukuk danışmanlığında prestijli ve kurumsal bir hukuk bürosuyla birlikte çalışmalarıdır.


Bu Makaleyi Paylaş