Sözleşmelere İlişkin Genel Hükümler
Hukukumuza göre, (TBK m.27 düzenlemesi saklı kalmak kaydıyla) bireyler birbirleriyle istediği sözleşmeyi istediği şartlar ile özgürce yapabilirler. (Anayasa m. 48, TBK m. 26)
Ancak devletin birtakım sözleşmeler için belirlediği özel kriterler ve yasal düzenlemeler söz konusudur. Bunlar Anayasa’da yer verilen ilkelere dayanarak düzenlenir ve söz konusu ilkenin günlük hayatta uygulanmasını sağlar.
Kanunların emredici hükümleriyle düzenlenen bazı hükümler, aksi sözleşmelerde yer verilse dahi, sözleşmenin o şartın hükümsüzlüğü, sözleşme maddesinin hükümsüzlüğü veya sözleşmenin bütünüyle hükümsüzlüğü sonucunu doğurabilir. Bunun yanında kanuna aykırı davranan kişinin cezai ve idari yaptırımla karşı karşıya kalması da söz konusu olabilir.
Ücret Hakkı
Anayasa’nın “Çalışma hakkı ve ödevi” başlıklı 49. Maddesinde: “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” Hükmüne yer verilmiştir.
Yine Anayasa’nın “Ücrette adalet sağlanması” başlıklı 55. Maddesinde:
Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.” Hükmüne yer verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. Maddesinde iş sözleşmesinin tanımı yapılmıştır Buna göre: “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.”
Parça Başı İş Sözleşmesi
Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 393. Maddesinde Genel Hizmet Sözleşmesi’nin tanımı yapılmıştır. Buna göre : “Hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. İşçinin işverene bir hizmeti kısmi süreli olarak düzenli biçimde yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeler de hizmet sözleşmesidir.”
Her iki sözleşmeye göre de işçi ve işveren arasında yapılacak sözleşmede iki önemli unsur mevcuttur. Birincisi işçinin emir-talimat ilişkisi içinde işi yerine getirmesi, ikincisi ise işçinin işi yerine getirmesi karşılığında işverenin işçiye ücret ödemesi. İşçinin alacağı ücret iş sözleşmesinin esaslı unsurlarındandır.
Mevzuatımıza göre ücret genel olarak üç şekilde düzenlenmiştir. Bunlar;
Parça başına ücret ile ilgili yasal düzenleme Borçlar Kanunu’nun 411. ve 412. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 411. maddesi gereğince işçinin, sözleşme kapsamında yalnız bir işveren için sadece parça başına veya götürü iş yapmayı üstlenmesi durumunda işveren işçiye yeteri kadar iş vermekle yükümlü tutulmuştur. İşverenden kaynaklı olmayan ve kusuru bulunmayan sebeplerden dolayı parça başına ya da götürü iş sağlayamayacak durumda bulunması halinde zaman esasına göre işçiye ücret ödenecektir. Zamana göre ödenecek ücretin belirlenmesinde işçinin daha önce aldığı ortalama ücrete eşdeğer şekilde belirlenecek bir ücretin işveren tarafından ödenmesi gerekmektedir.
Birim ücreti başlığını taşıyan Türk Borçlar Kanunu madde 412’ ye göre sözleşme kapsamında işçinin para başına ya da götürü olarak çalışmayı üstlenmesi durumunda işveren, işin başlangıcından önce işçiye ödenecek birim ücretini bildirmekle yükümlü tutulmuştur. Gerekli bildirimi yapmayan işveren aynı ya da benzer bir iş için belirlenmiş olan birim ücretini ödemekle yükümlü tutulmuştur.
Prim Sistemi
Her ne kadar iş sözleşmesinde ödenecek ücretin parça başına (akort) ücret olarak kararlaştırılmasında yasal açıdan herhangi bir beis olmasa da gerek işçilere ödenmesi zorunlu olan asgari ücretin zamana göre hesaplanması ve işçilerin sosyal güvencelerinin sağlanmasının da parça başına ücret olarak düzenlenmemiş olması karşısında işçiler ile yapılacak sözleşmenin mecburi olarak zamana göre ücret karşılığının olması zorunludur.
Sonuç olarak parça başı iş sözleşmesinin asgari ücret ile sistemi ve 5510 sayılı GSS ve Sosyal Sigortalar Kanunu ile uygulanması mümkün değildir. İşçiye ödenecek bir aylık ücret en az asgari ücret tutarı kadar olacağı için sosyal sigorta primleri de bu rakam esas alınarak ödenecektir. Yapılan üretim miktarı ne kadar olursa olsun, bunun altında prim ödenmesi mümkün olmayacaktır. Prim hukuki nitelik olarak ek ücret olduğu için SGK primine de etki etmez. Ancak kıdem tazminatına etki edecektir. İşçinin bir ay içinde eksik üretim yapması halinde ise eksik ürettiği adet diğer aya sarkacak ve diğer ay işçi fazla üretim yapsa dahi öncelikle geçen aydan eksik kalan adet mahsup edilecektir.
Hukuk büromuz, alanında uzman avukatlarımız aracılığıyla sözleşmeler hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda müvekkil öncelikli çalışma anlayışıyla ve hukuki sürecin en kısa sürede çözüme kavuşturulması amacıyla hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır.