Tutuklama, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) öngörülen şartlar gerçekleştiğinde, sanık veya şüphelinin kesin mahkumiyet kararı verilmeden önce geçici olarak özgürlüğünün kaldırılmasıdır. Bu tedbir, ceza değil, bir koruma tedbiridir ve sadece ceza muhakemesi sürecinde uygulanır.
Tutuklama bir ceza değil, koruma tedbiridir.
Amaç: Sanığın kaçmasını engellemek, delilleri korumak ve ceza infazını sağlamak.
Hapis cezası ile karıştırılmamalıdır; hapis ceza, tutuklama ise tedbirdir.
Tutuklama kararı, daha hafif bir tedbirle amaca ulaşılabiliyorsa verilmemelidir (ör. yurt dışına çıkış yasağı).
Sebep | Açıklama |
---|---|
Kuvvetli suç şüphesi | Somut delillerin varlığı |
Kaçma şüphesi | Sanığın saklanması veya kaçma ihtimali |
Delil karartma şüphesi | Delilleri yok etme, gizleme, değiştirme |
Tanıklara baskı | Mağdur, tanık veya diğer kişiler üzerinde baskı girişimi |
CMK 100/4’e göre:
Sadece adli para cezası gerektiren suçlar
Hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan az olan suçlar
Bu durumlarda tutuklama kararı verilemez.
Soruşturma aşaması: Cumhuriyet Savcısı talebi ile Sulh Ceza Hakimi
Kovuşturma aşaması: Cumhuriyet Savcısı talebi ile veya re’sen Mahkeme
Karar gerekçeli olmalı, adli kontrolün yetersizliği belirtilmelidir.
Ağır ceza mahkemesi dışında: Maksimum 1 yıl (zorunlu hallerde +6 ay)
Ağır ceza mahkemesi: Maksimum 2 yıl, zaruri durumlarda 3 yıl
Uzatma kararları Cumhuriyet Savcısı, şüpheli ve müdafi görüşü alındıktan sonra verilir.
Cumhuriyet Savcısı, şüpheliyi adli kontrol ile serbest bırakabilir.
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı varsa şüpheli serbest kalır.
Şüpheli veya sanık her aşamada salıverilme talep edebilir.
Mahkeme veya hakim, tutukluluk devam veya salıverme kararı verir.
Karara itiraz Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay üzerinden yapılabilir.
Tutuklama veya reddine karşı 7 gün içinde itiraz edilebilir.
İtiraz kararları kesindir ve başka kanun yolu öngörülmemiştir.
Soruşturma aşamasında Sulh Ceza Hakimi’nin reddi üzerine Cumhuriyet Savcısı, Asliye Ceza Mahkemesi üzerinden itiraz edebilir.