Haksız Fiilden Doğan Tazminat Davaları

Haksız Fiilden Doğan Tazminat Davaları

Haksız fiil ve haksız fiil sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 49 vd. düzenlenmiştir. Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başka bir kişinin şahıs veya mal varlığında zarar meydana gelmesine sebep olan fiilleri ifade etmektedir. Temel olarak haksız fiilden bahsedebilmemiz için zarara sebebiyet veren fiilin hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka aykırı fiil neticesinde zarara uğrayan kişinin birtakım maddi veya manevi tazminat talebinde bulunması söz konusudur. Haksız fiilden söz edebilmemiz için aşağıdaki unsurların birlikte bulunması gerekmektedir;

 

➢     Hukuka Aykırı Fiil : Haksız fiil neticesinde hakkın kötüye kullanılması sebebiyle zarar verme durumunda hukuka aykırı fiil söz konusu olacaktır. Hukuka aykırı fiilden bahsedebilmemiz için fiilin, zarar gören değeri korumak için getirilen bir norma aykırı olması gerekmektedir.

 

➢     Zarar : Haksız fiil sebebiyle tazminat yükümlülüğünün doğabilmesi için hukuka aykırı bir fiille zararın meydana gelmiş olması gerekmektedir. Bu açıdan tazminat istemi bakımından maddi zarar, mal varlığında sahibinin rızası dışında meydana gelen azalma ve eksilmeyi ifade etmektedir. Manevi zarar ise, kişinin haksız fiil neticesinde elem, üzüntü yaşaması, şeref ve saygınlığının sarsılması sebebiyle meydana gelen zarardır.

 

➢     Kusur : Kusura dayanan haksız fiil sorumluluğunda temel şart fiili gerçekleştiren kişinin kusurlu olmasıdır. Türk Borçlar Kanunu madde 50 gereğince zarar verenin kusurunu ispat yükü zarar gören tarafından yerine getirilecektir. Kusura dayanan sorumlulukta zararın meydana gelmesine sebebiyet veren kişinin ayırt etme gücüne sahip olması gerekmektedir.

 

➢     Nedensellik Bağı : Haksız fiil sorumluluğundan bahsedebilmemiz için fiil ile zarar arasında uygun nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Fiil ile zarar arasındaki uygun nedensellik bağının aynı sonucu doğurmaya uygun başka bir fiilin zararı meydana getirmesi durumunda nedensellik bağı kesilmektedir.

 

Haksız Fiilde Doğan Zararın Miktarının Belirlenmesi

 

Haksız fiil neticesinde zarara uğradığını ve zararın miktarını ispat yükü kanunun 50. maddesi çerçevesinde davacı üzerindedir. Kazanç kaybının yaşandığı durumlarda davacının zararın miktarını tam olarak ispat etmesi mümkün olmamaktadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak tespit edilememekte ise olayların olağan akışı ve zarar görenin aldığı önlemler de göz önüne alınarak, zararın miktarı hakkaniyet çerçevesinde hakim tarafından belirlenecektir.

 

Zararın miktarının tespit edilmesinde, beden bütünlüğünün ihlalinden doğan zararlar açısından zararın meydana geldiği tarih esas alınmaktadır. Zarar miktarının belirlenmesinde karar tarihinden önceki bir tarihin esas alınması halinde, belirlenecek tazminat tutarına faiz yürütülmesi gerektiği ifade edilmektedir. Hukukumuzun temel prensiplerinden biri olan kişilerin uğramış oldukları zararların miktar olarak denkleştirici şekilde tazmin edilmesi gerekmekte, tazminat miktarının sebepsiz zenginleşmeye yol açmaması gerekmektedir. Bu açıdan zararın miktarının tespit edilmesinde haksız fiil neticesinde mağdurun birtakım ekonomik fayda sağlaması söz konusu olmakta ise mahkeme bu yararların toplam zarar miktarından düşerek ve denkleştirme yaparak gereken tazminata hükmetmelidir.

 

Tazminat davalarına ilişkin hususlarda kişilerin hukuki sürecin eksiksiz yerine getirilmesi ve hak kaybına uğramamaları adına uzman bir avukat vasıtasıyla süreci takip etmeleri önem arz etmektedir. Proaktif hukuk bürosu, sözleşmeler ve tazminat hukuku alanında uzman avukat kadrosuyla müvekkillerine çözüm odaklı hukuki danışmanlık ve dava hizmeti sunmaktadır.

 

Haksız Fiilden Doğan Tazminatın Belirlenmesi

 

Haksız fiil sorumluluğunda aranan şartların gerçekleşmesi durumunda, özellikle zararın meydana gelmesi halinde tazminat hakkı doğacaktır. Tazminatın şekli ve miktarının belirlenmesi için tarafların mutabakata varmaları ya da mahkeme kararı gerekmektedir.

 

Haksız fiil nedeniyle meydana gelen zararın tazminatının şekli haksız fiilin yönelmiş olduğu maddi zararın aynen tazmini ya da zararın para ile ödenerek nakden tazmin edilmesi söz konusu olacaktır. Kanunun 52. maddesinin 2. fıkrasına göre zararın meydana gelmesine hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecekse ve hakkaniyet gerektiriyorsa hakim, tazminatı indirebilecektir. Ayrıca tazminatın irat şeklinde ödenmesine hükmedilmesi durumunda alacaklının hakkının yerine getirilmesinin sağlanması amacıyla borçludan teminat alınmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir.

 

Tazminatın miktarının belirlenmesi hususunda hakim, somut olayın özelliklerini ve özellikle de kusurun ağırlığını dikkate alarak karar verecektir. Ancak zarar gören, zararı meydana getiren fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.

 

Haksız Fiilden Doğan Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

 

Haksız fiilden doğan tazminat davaları, genel yetki kuralı gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesinde veya haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinde açılabilir. Bu davada görevli mahkeme ise haksız fiilin hangi hukuki münasebete ilişkin olduğuna göre asliye hukuk, asliye ticaret, iş mahkemesi, fikri ve sınai haklar mahkemesi vb. hukuk mahkemelerinde açılabilecektir.

 

Haksız fiilden doğan tazminat davalarında tazminat istemi, zarar görenin zararını ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacaktır.

 

Haksız fiilden doğan tazminat davalarında zarar gören haklılığını gösteren inandırıcı deliller sunması ve ekonomik durumu da gerektirmesi halinde talep üzerine hakim, davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilecektir. 


Bu Makaleyi Paylaş