İş kazaları, çalışanların iş yerinde veya işin yürütümü sırasında maruz kaldığı, ani ve dış etkilerle gelişen, fiziksel ya da ruhsal zararlarla sonuçlanan olaylardır. Her ne kadar işverenler tüm iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almakla yükümlü olsa da, iş kazalarının tamamen önüne geçmek her zaman mümkün olmayabilir. İş kazaları, sadece çalışanın sağlığını ve yaşamını tehdit etmekle kalmaz, aynı zamanda işverenin hukuki ve mali sorumluluklarını da beraberinde getirir. Bu nedenle iş kazası anında yapılması gereken işlemler, hem işverenler hem de çalışanlar açısından hayati önem taşımaktadır. Doğru ve zamanında yapılan müdahaleler, kazanın olumsuz etkilerini en aza indirgemek ve olası hukuki süreçlerde hak kayıplarını önlemek adına kritik rol oynamaktadır.
İş Kazası Nedir?
İş kazası kavramı, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu (İSGK) ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK) kapsamında detaylı olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlar, bir olayın iş kazası olarak kabul edilip edilmeyeceği konusunda hukuki çerçeveyi belirler. 5510 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre, sigortalının aşağıdaki durumlarda meydana gelen olaylar iş kazası sayılır:
İş kazaları ile meslek hastalıkları arasında bazı ortak hukuki süreçler ve haklar bulunur. Konuya daha kapsamlı bir bakış için iş kazası ve meslek hastalığı hakkındaki makalemizi inceleyebilirsiniz.
İşverenin Sorumlulukları Nelerdir?
09.10.2025 tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat gereği, iş kazası meydana geldiğinde işverenin yerine getirmesi gereken yükümlülükler, kazanın tespiti, bildirilmesi ve sonrasında alınacak önlemler açısından büyük önem taşımaktadır.
Kolluk Kuvvetlerine Derhal Bildirim İş kazası meydana geldiği anda, işverenin kazanın olduğu yerdeki yetkili kolluk kuvvetlerine (polis veya jandarma) "derhal" haber vermesi gerekir. Bu "derhal" ibaresi, kazanın öğrenilmesinden itibaren makul olan en kısa sürede, gecikmeksizin bildirim yapılmasını ifade eder. Bu bildirim, kazanın resmi tutanaklarla kayıt altına alınmasını, olayın tarafsız bir şekilde tespiti ve delillerin korunmasını sağlar. Özellikle ölümlü veya ağır yaralanmalı kazalarda, olay yerinin korunması ve delillerin toplanması açısından kolluk kuvvetlerinin hızlı müdahalesi hayati öneme sahiptir. Bu bildirim yükümlülüğü, Ceza Muhakemesi Kanunu ve genel kolluk görevleri kapsamında da değerlendirilir.
SGK’ya 3 İş Günü İçinde Bildirim 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca, iş kazası, Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) en geç 3 iş günü içerisinde bildirilmelidir. Bu bildirim süresi, kazanın işverenin bilgisine ulaştığı gün başlar. Bilgi sahibi olunmayan durumlarda, fiili öğrenme tarihi esas alınır. Örneğin, bir çalışanın hafta sonu iş kazası geçirdiği ve işverenin bu durumu Pazartesi günü öğrendiği varsayılırsa, bildirim süresi Pazartesi gününden itibaren işlemeye başlar. Bildirim:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na Bildirim 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca, işverenler iş kazasını 2 iş günü içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ilgili birimlerine (il müdürlükleri veya yetkili bölge müdürlükleri) yazılı olarak da bildirmekle yükümlüdür. Bu bildirim, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uyumun denetlenmesi ve iş kazalarının istatistiksel olarak takibi açısından önemlidir. Bildirim, kazanın nedenlerinin araştırılmasına ve benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin alınmasına zemin hazırlar.
Kazanın Araştırılması ve Raporlanması 6331 sayılı Kanun'un 12. maddesi uyarınca, işveren, meydana gelen iş kazasının veya tespit edilen meslek hastalığının nedenlerini araştırmak ve tekrarlanmaması için alınacak önleyici tedbirleri belirlemek üzere bir araştırma yapmakla yükümlüdür. Bu araştırma sonucunda bir rapor hazırlanmalı ve bu raporda kazanın oluş şekli, nedenleri, alınan ve alınması gereken önlemler detaylı bir şekilde belirtilmelidir. Bu rapor, işyerindeki risk değerlendirmesinin güncellenmesi ve iş sağlığı ve güvenliği yönetim sisteminin iyileştirilmesi için önemli bir araçtır. Ayrıntılı bilgi için iş kazası tutanağı nasıl tutulur? başlıklı makalemize göz atabilirsiniz.
İş kazası gerçekleştiğinde işverenin hem hukuki hem de mali sorumluluğu gündeme gelir. Bu sorumlulukların kapsamı, ihmalin varlığı ve kazanın boyutuna göre değişiklik gösterir. Konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak için iş kazası sebebiyle işverenin sorumluluğu başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz.
Bildirim Yapılmazsa Ne Olur?
İş kazası bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, işveren açısından ciddi hukuki ve mali yaptırımlara yol açabilir. Bu yaptırımlar, hem idari para cezalarını hem de tazminat ve rücu sorumluluklarını içerir.
İş Kazası Sonrası İşçinin Hakları Nelerdir?
İş kazası geçiren sigortalı işçinin veya hak sahiplerinin, 5510 sayılı Kanun ve diğer ilgili mevzuat kapsamında bir dizi hakkı bulunmaktadır. Bu haklar, çalışanın sağlık durumuna ve kazanın sonuçlarına göre farklılık gösterir.
İş kazası sonucunda tazminat almak isteyen çalışanların nasıl bir dava süreci izlemesi gerektiği ise ayrı bir uzmanlık konusudur. Bu sürece ilişkin ayrıntılı bilgi için iş kazası davası nasıl açılır? başlıklı rehberimizi inceleyebilirsiniz.
Bu süreçte hak kaybı yaşanmaması için hukuki destek almak oldukça önemlidir. Özellikle iş kazalarına ilişkin tazminat davalarında uzmanlaşmış bir iş avukatı ile çalışmak, sürecin doğru yönetilmesini sağlar.
Sonuç: İş Kazası Anında Doğru ve Zamanında Hareket Hayati Önem Taşır
İş kazaları, hem insan sağlığı açısından hem de işverenin hukuki ve mali sorumluluğu yönünden büyük riskler taşır. Bu nedenle iş kazası anında hızlı ve doğru bir şekilde hareket edilmesi şarttır. İşverenlerin, yasal süreleri kaçırmadan gerekli bildirimleri yapması; hem yasal yaptırımlardan kaçınmak hem de çalışan güvenliğini temin etmek açısından zorunludur. İş kazası sonrasında atılan her adım, hem çalışanın haklarının korunması hem de işverenin olası sorumluluklarının doğru yönetilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu süreçte mevzuata uygun hareket etmek, olası hukuki uyuşmazlıkları en aza indirgemek ve adil bir çözüm sürecine katkıda bulunmak için vazgeçilmezdir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
İş kazası bildirimini kim yapar? İş kazası bildirimini öncelikle işveren yapmakla yükümlüdür. Ancak, işveren tarafından bildirim yapılmaması halinde, sigortalı (çalışan), sigortalının yakınları, işyeri hekimi veya kolluk kuvvetleri de SGK'ya bildirimde bulunabilir. Bu durum, işverenin bildirim yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
İş kazası geçiren işçi işe ne zaman dönebilir? İş kazası geçiren işçinin işe dönüşü, tedavisinin tamamlanması ve işyeri hekimi veya yetkili sağlık kurulu tarafından "çalışabilir" raporu verilmesiyle mümkün olur. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde, işe dönüş muayenesi zorunludur ve işçinin sağlık durumunun işe uygun olduğu tespit edilmelidir.
İş kazası geçiren işçi işten çıkarılabilir mi? İş kazası geçiren işçinin sırf bu nedenle işten çıkarılması yasaktır ve iş güvencesi hükümleri kapsamında haksız fesih sayılır. Ancak, iş kazası nedeniyle işçinin sağlık durumu, iş sözleşmesinin askıya alınmasına veya belirli şartlar altında feshedilmesine yol açabilir. Örneğin, işçinin sağlık nedeniyle işyerinde çalışmasının imkansız hale gelmesi ve belirli bekleme sürelerinin aşılması durumunda iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilebilir.
İş kazası tutanağı nasıl hazırlanır? İş kazası tutanağı, olayın meydana geldiği yer, tarih, saat, kazaya karışan kişiler, görgü tanıkları, kazanın oluş şekli, yaralanmanın niteliği ve alınan ilk müdahale gibi bilgileri içermelidir. Tutanak, işveren veya işveren vekili tarafından düzenlenir ve varsa görgü tanıklarının imzası alınır. Bu tutanak, SGK'ya yapılacak bildirimlere esas teşkil eder ve hukuki süreçlerde önemli bir delil niteliği taşır.
İş kazası tazminat davalarında zaman aşımı süresi ne kadardır? İş kazası nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında genel zaman aşımı süresi, Borçlar Kanunu'na göre, zararın ve zararı veren kişinin öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıldır. Ancak, iş kazası aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ve ceza kanunlarında daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülüyorsa, bu uzun süre uygulanır.