KARŞILIKSIZ ÇEK DÜZENLEME SUÇU VE 20 BİN ÇEK MAĞDURUNUN HAPSE DÖNÜŞÜNDE MAĞDURİYETİN HUKUKEN ÖNLENMESİ
TANIM VE KAPSAM
Kambiyo senetlerinden biri olan çek; düzenleyenin muhatap bankaya, lehtar ya da yetkili hamile kendi hesabına çekin üzerinde yazan bedeli ödeme emri verdiği aynı zamanda yetkili hamile de bu bedeli muhataptan tahsil etme yetkisi veren poliçe gibi bir havale olan kanunen emre yazılı bir kambiyo senedidir. kayıt dışı ekonominin önlenmesi amacıyla özellikle ticari hayatta tacirler ve esnaflar arasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Çek hamillerinin korunması amacıyla “süresi içerisinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek” eylemi suç olarak kabul edilmiştir. Bu eylemin işlenmesi halinde adli para cezası ve hapis cezası gibi birtakım yaptırımlar öngörülmüştür. Covid-19 sebebi ile 120 bin çek hükümlüsü serbest bırakılmış ve 31 temmuz 2023 tarihinde 20 bin çek mağdurunun hapse dönmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu yazımızda ilgili yasal düzenlemeler ışığında karşılıksız çek düzenleme suçu ve 20 bin çek mağdurunun geçici madde 5’te yer alan ölçüsüzlükler bakımından mağdur oluşları hakkında bilgilendirme yapacağız.
1.KARŞILIKSIZ ÇEK NEDİR?
İbraz süresince muhatap bankaya ibraz edilen çekin karşılığının ödenebilmesi için muhatap banka nezdinde, çeki düzenleyenin tasarruf yetkisinin bulunduğu bir karşılığının olması gerekmektedir. Hamili tarafından ibraz süresi içerisinde ibraz edildiği halde, çekin karşılığının bulunamaması halinde çek, karşılıksız kalacak ve muhatap banka tarafından karşılıksızdır işlemi uygulanacaktır. Çek kanununun 3. maddesinde“… Hamilin talepte bulunması hâlinde, karşılıksızdır işlemi; çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi hâlinde bu husus belirtilmek ve bu kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır. Banka tarafından ödenen miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan tutar açıkça belirtilir. Hamilin imzalamaktan kaçınması hâlinde, karşılıksızdır işlemi yapılmaz…”şeklinde düzenlenmeye yer verilmiş olup karşılıksızdır işleminin yapılabilmesi için, muhatap bankanın yetkilisi tarafından maddede sayılan bilgiler yazıldıktan sonra hamilin de çeki imzalaması gerektiği hususuna değinilmiştir. Şayet hamil imzalamaktan kaçınırsa karşılıksızdır işlemi uygulanamayacaktır.
2.KARŞILIKSIZ ÇEK DÜZENLEME SUÇU NEDİR?
5941 sayılı Çek Kanunu’n 5. maddesinin 1. fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur…” şeklinde düzenlemeye yer verilerek karşılıksız çek düzenleme suçuna değinilmiştir.
Karşılıksız çek düzenleme suçunun oluşabilmesi için usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir çekin olması gerekmektedir. Bir kıymetli evrakın çek sayılabilmesi için gerekli unsurlar Türk Ticaret Kanunu’nun 780. maddesinde düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 781. maddesinde yer alan istisnalar haricinde, Kanunda yazılı unsurları içermeyen bir kıymetli evrakın çek sayılması mümkün değildir.
Karşılıksız çek düzenleme suçunun unsurlarından bir diğeri çekin üzerinde yer alan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içerisinde ibraz edilmiş olmasıdır. Kanuni ibraz süreleri Türk Türk Ticaret kanunu’nun 796. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddede, bir çek düzenlendiği yerde ödenecekse on gün; düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde ibraz edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Çekin düzenleme ve ödeme yerinin farklı ülkelerde olması halinde ise düzenleme ve ödeme yerlerinin aynı kıtada olması halinde bir ay; farklı kıtalarda olması halinde üç ay içinde ibraz edilmesi gerekmektedir.
İbraz edildiğinde çek suretinin arka yaprağına karşılıksızdır işlemi yapılması için çekte yazılı olan miktarın kısmen veya tamamen karşılıksız kalması gerekmektedir. Çek Kanunu’nun 3. maddesine göre “karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktar haricinde, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlıdır.
Karşılıksız çek düzenleme suçunun kovuşturması şikâyete bağlıdır. Çek ile alacağını tahsil edemeyen yetkili hamil ve alacaklının, suçu öğrenmesinden itibaren 3 ay ve her halükarda 1 yıl içerisinde şikâyette bulunması gerekmektedir.
Kural olarak şikâyete tabi suçlarda şikâyetten vazgeçme, kararın kesinleşmesine kadar her zaman yapılabilmektedir. Karar kesinleştikten sonra şikayetten vazgeçilmesi halinde herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Ancak istisna olarak, karşılıksız çek düzenleme suçu bakımından kararın kesinleşmesinden sonra dahi şikayetten vazgeçme hukuki sonuç doğurmaktadır. Kararın kesinleşmesinden sonra şikayetten vazgeçilmesi halinde ilk derece mahkemesi hükmün tüm sonuçları ile ortadan kaldırılmasına karar vermektedir.
Çek Kanunu’nun 6.maddesinin 1. Fıkrasında ise“ Karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında,
a) Yargılama aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine,
b) Mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına,
karar verilir…”şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
5941 sayılı Çek Kanununun 5. maddesi uyarınca karşılıksız çek düzenleme, suçu çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebep olan gerçek kişi tarafından işlenmektedir. Karşılıksız işlemi yapılmasına sebep olan kişi, çek karşılığını ilgili bankada bulundurmakla yükümlü olan gerçek veya tüzel kişidir.
Hesap sahibi gerçek kişi; Çek Kanunu’nun 5. maddesinin 2. fıkrası uyarınca çekin karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişidir. 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. Maddesinin 3. Fıkrasına göre, çek hesabı sahibi gerçek kişi bir başkasını vekil veya temsilci tayin ederek kendi çek hesabından kendi adına çek keşide etme yetkisini devredemez. Devretmesi halinde ise çek sahibi gerçek kişinin bu çekten dolayı cezai ve hukuki sorumluluğu doğacaktır. Hesap sahibi gerçek kişi adına çek düzenleyen vekil veya temsilcinin cezai sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında yalnızca“karşılıksız çek düzenleyen” sıfatıyla çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı şeklinde güvenlik tedbiri uygulanmaktadır.
5941 sayılı Çek Kanunu uyarınca hesap sahibi tüzel kişi hakkında herhangi bir cezaî sorumluluk öngörülmemiştir. Ancak 5941 sayılı Çek Kanunu’na göre tüzel kişinin, çekin karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü temsilcisi veya vekili, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdürler. Bundan ötürü karşılıksız çeki düzenlememiş olsa bile çekin karşılığını bankada hazır bulundurmakla yükümlü hesap sahibi tüzel kişinin temsilcisi veya vekilinin, cezai sorumluluğu bulunmaktadır. Adına karşılıksız çek düzenlenen ve ileri düzenleme tarihli çek üzerinde yazılı tarihe göre kanuni ibraz süresi içinde ibraz edilen ve bankada karşılığı bulundurmayan tüzel kişi hakkında “çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” şeklinde koruma veya güvenlik tedbiri uygulanacaktır.
4.KARŞILIKSIZ ÇEK DÜZENLEME SUÇUNDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Karşılıksız çek düzenleme suçunda görevli mahkeme, icra ceza mahkemesidir; yetkili mahkeme ise çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği yer, hesap sahibinin veya şikayetçinin yerleşim yeri ve çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer mahkemesidir.
5.KARŞILIKSIZ ÇEK DÜZENLEME SUÇUNA UYGULANACAK YAPTIRIMLAR
Karşılıksız çek düzenleme suçu bakımından şikayette bulunulması halinde, uygulanacak ilk yaptırım adli para cezasıdır. Bu kapsamda, her bir çekle ilgili olarak “1500 güne kadar adli para cezasına” hükmedilmektedir. Ayrıca adli para cezasının tutarı ise Türk Ceza Kanunu 52. maddesine uyarınca; “En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.” Hakim tarafından bu kıstaslar göz önünde bulundurularak takdir edilen bir günlük para cezası, çekin karşılıksız kalan tutarından daha az olmaması şartı ile gün sayısı ile çarpılarak hesaplanmaktadır.
Ayrıca adli para cezasının iki yılı aşmamak kaydıyla en az dört taksit halinde ödenmesi kararlaştırabilmektedir. Taksitler zamanında ödenmez ise ödenen kısım tahsil edilmiş kabul edilerek ödenmeyen kısım bakımından hapis cezası uygulanmaktadır. Hapis cezası yerine ön ödeme ve uzlaşmaya ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.
Alacaklının şikayetinden vazgeçmesi veya borçlunun borcunu faiziyle birlikte tamamen ödemesi halinde söz konusu yaptırımlar uygulanamayacaktır. Bu durumda dosya, soruşturma aşamasında ise cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığı; kovuşturma aşamasında ise davanın düşmesi; karar kesinleşmiş ise hükmün sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.
Fail, çekin karşılıksız çıkan bedelini çekin üzerinde yazılı ibraz tarihinden itibaren ticari işlerde işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödeme yaparsa etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilecektir.
Uygulanacak bir diğer yaptırım ise çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçuna sebebiyet veren kişiler hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı şeklinde bir güvenlik tedbiridir. Ayrıca hakim yargılama devam ederken de koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına re’sen hükmedebilmektedir.
Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı Çek Kanunu’nun 5. Maddesi uyarınca çek hesabı sahibi gerçek ve tüzel kişiler, tüzel kişi adına çek düzenleyenler ve eğer çek sermaye şirketi adına düzenlenmiş ise ayrıca yönetim organı ve ticaret sicilinde kayıtlı şirket yetkileri hakkında da uygulanabilmektedir. Ancak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı verilen kimseler yasak süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamayacaktır.
Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kimse, elindeki bütün çek yapraklarını ve düzenleyip de henüz karşılığı tahsil edilmemiş çekleri muhatap bankaya vermek ile yükümlüdür.
Karşılıksız çek düzenleme suçu nedeni ile hükmedilen adli para cezalarına ilişkin, yasada çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Şöyle ki;
2019 yılında ortaya çıkan ve bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını suça ilişkin cezalandırma politikasını da etkilemiştir. Bu doğrultuda 25 Mart 2020 tarihinde 7226 sayılı Kanun ile Çek Kanunu'na geçici madde 5 eklenerek, “(1)5 inci maddede tanımlanan ve 24/3/2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla durdurulur. Hükümlü tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan kısmını üç aylık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi durumunda mahkemece, ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir. İnfazın durdurulduğu tarihten itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birinin ödenmediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir. Hükümlü taksitlerden birini süresi içinde ilk defa ödemediği takdirde ödemediği bu taksit, sürenin sonuna bir taksit olarak eklenir. Kalan taksitlerden birini daha ödemediği takdirde alacaklının şikayeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir. (2) Hükmün infazının durdurulması hâlinde ceza zamanaşımı işlemez. (3) Bu madde uyarınca infazı durdurulan kişi hakkında mahkemece Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan adlî kontrol tedbirine karar verilebilir. (4) Bu madde uyarınca verilecek kararlarda, hükmü veren icra ceza mahkemesi yetkilidir. Mahkemece bu madde uyarınca verilecek tüm kararlar alacaklıya tebliğ edilir. (5) Bu madde uyarınca verilecek kararlara karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir. İtirazın incelenmesinde İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirlenen itiraz usulü uygulanır. (6) Bu madde hükümleri her bir suç için ancak bir kez uygulanabilir.”.düzenlemesi getirilmiştir. Ayrıca 15 Nisan 2020 tarihinde 7242 sayılı Kanun ile İnfaz Kanunu'na eklenen Geçici 9'uncu maddenin 5'inci fıkrasında“ Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle, açık ceza infaz kurumlarında bulunanlar ile kapalı ceza infaz kurumunda bulunup da açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan hükümlüler, 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlüler ve 106 ncı madde veya diğer kanunlar uyarınca denetimli serbestlik tedbirinden yararlanan hükümlüler, 31/5/2020 tarihine kadar izinli sayılır. Salgının devam etmesi hâlinde bu süre, Sağlık Bakanlığının önerisi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından her defasında iki ayı geçmemek üzere ondokuz kez uzatılabilir. Bu fıkra uyarınca izinli sayılanlar hakkında 95 ve 97 nci madde hükümleri uygulanır” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bundan ötürü açık ve kapalı infaz kurumunda bulunan çek hükümlüleri bilgilendirilerek izin belgeleri düzenlenmiş ve tahliye edilmişlerdir. Infaz Kanunu’nun 93. Maddesi uyarınca Covid-19 izninde geçen süreler, hükümlülükte geçmiş sayılmakta ve ceza süresinden mahsup edilmektedir .
Geçici 5. Maddede belirtilen üç aylık süre dolmadan 26 Haziran 2020 tarihinde 7247 sayılı Kanun'la üç aylık süre bir yıla çıkarılmıştır. 28 Temmuz 2021 tarihinde yürürlüğe giren 7333 sayılı Kanun'un 17. maddesi ile maddede tekrar değişikliğe gidilerek hükmün 30 Nisan 2021'e olarak yenilenmiş, pişmanlıktan yararlanmaları için ödeme yapmaları gereken süre de 30.06.2022 tarihine kadar uzatılmıştır.
Covid-19 sebebiyle cezaevinden tahliye edilen 120 bin civarındaki hükümlüye verilen süre 31 Temmuz 2023 itibarıyla dolmuştur. Kanun gereği, bu kişilerin 15 gün içerisinde yeniden ceza infaz kurumlarına teslim olmaları gerekmekteydi. Bu çek hükümlülerinden yaklaşık 100 bini denetimli serbestlik kararı aldıklarından tekrar cezaevine dönmediler. 20 bin çek mağduru ise hapse girince ödeme yapamayacaklarını bu sebeple onlar hakkında da denetimli serbestlik kararı verilmesini istemektedirler.
7.OLUŞAN MAĞDURİYETİN ÖNLENMESİ İÇİN HUKUKİ ÇÖZÜMLER
Yukarıda bahsedilenler ışığında Çek Kanunu'nun 5. maddesinin pek çok soruna sebebiyet verdiği görülmektedir. Öncelikle 31 temmuz 2023 tarihine kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalmamaları her ne kadar iyi görünse de geçici çözümden öteye gidemeyecektir. Zira adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasının uygulandığı bir suç olan karşılıksız çek düzenleme suçu açısından bu tarz geçici çözümler çek hükümlülerin açısından ceza hukukunun son çare olma ilkesi ve suçta ve cezada kanunilik ilkesi kapsamında değerlendirildiğinde bu ilkeye ters düşen bir düzenleme olduğu ve malvarlığına karşı önemli bir suç olduğundan yaptırımının anayasanın 13. maddesi yarınca ölçülü olmadığı ve Anayasanın 10. Mddesi uyarınca eşitlik ilkesine aykırı olduğu açıktır. Çünkü hukuk devleti ilkesine bağlı ülkelerde kalıcı, öngörülebilir ve belirli kanunlar yer almakta olup toplumdaki bireyler işledikleri suçların neticelerini bilerek hareket etmektedirler. İlgili bu düzenlemeye göre suç işleme iradesi taşımayan kişiler suçun manevi unsurlarından kast ve taksire bakılmaksızın hapse girebilmektedir.
Bu sorunun önüne geçebilmek ve karşılıksız çek düzenleme suçunda ölçüsüz bir yaptırımla karşılaşmamak için; suçun varlığı için fail bakımından zarar verme kastının aranması gerekmektedir. Zira suçun manevi unsuru olan kastın varlığı halinde bu suça ilişkin öngörülen yaptırımlar ölçülü hale gelecektir.
Karşılıksız çek düzenleme suçunda fail denetimli serbestliğe karar verilmesi halinde sosyal hayatına devam ederek söz konusu ödemeler için çalışma hakkına sahip olacaktır. Ancak denetimli serbestlik kararı için ilgili koşulların mevcut olması gerekmektedir. Bahse konu koşullar; Hükümlünün açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitim evinde bulunması, Hükümlünün iyi halli olması, Koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha süre kalmış olması (30.03.2020 tarihinden sonra işlenen suçlar açısından. 14/04/2020 tarih ve 7242 sayılı Kanun ile yapılan İnfaz Yasası değişikliği ile 30/03/2020 tarihine kadar işlenen suçlarda denetim süresi 3 yıl olarak belirlenmiştir.) Hükümlünün veya avukatının talep etmesi, Son olarak infaz hakimliği tarafından karar verilmesidir. İlgili sürecin takibi çeşitli sıkıntılar doğurabilmektedir. Hukuki prosedürün eksiksiz olarak yerine getirilmesi ve hak kaybı yaşamamak adına uzman bir avukat vasıtasıyla sürecin yürütülmesi gerekmektedir. Alanında uzman avukatlarımız vasıtasıyla kişilerin ve kurumsal şirketlerin bu konuda yaşayabilecekleri hukuki sorunları en aza indirmek ve en kısa sürede kesin sonuca ulaştırmak amacıyla hizmet sunmaktayız.