SIFIR ARACIN AYIPLI OLMASI
Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Sıfır alınan bir araçta üretim hatası bulunması, boyalı çıkması, kilometre göstergesiyle oynanmış olması gibi sıfır araçta bulunmaması gereken hatalar ve durumlara sıfır aracın ayıplı olması denir.
Satın alınan sıfır aracın ayıplı olması halinde 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tüketicinin, yani ayıplı aracı satın alan kişinin sahip olduğu seçimlik haklar mevcuttur. Alıcı, satın aldığı sıfır aracın ayıplı çıkması halinde bu seçimlik haklardan istediğine başvurabilir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, aracın nereden satın alındığının bir öneminin bulunmamasıdır. Alıcı aracı ister galeriden ister herhangi bir kişiden almış olsun, bu seçimlik hakları kullanabilecektir.
A) SIFIR ARACIN AYIPLI OLMASI HALİNDE TÜKETİCİNİN SAHİP OLDUĞU HAKLAR
1- ARACI GERİ VERMEYE HAZIR OLDUĞUNU BİLDİREREK SÖZLEŞMEDEN DÖNME
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. Maddesine göre, alıcı satın aldığı aracı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek satış sözleşmesinden dönebilir. Sözleşmeden dönme durumunda taraflar, sözleşme yapılmamış olsaydı hangi durumda olacaklar ise, o durumu geri getirmek için karşılıklı aldıkları edimleri birbirlerine iade etmekle yükümlüdürler. Yani ayıplı aracı satın alan kişi, ayıplı aracı satıcıya geri vermekle, satıcı da araç karşılığında aldığı bedeli alıcıya geri vermekle yükümlüdür. TKHK m. 11’e göre satıcı bu bedeli “derhal” iade etmekle yükümlüdür.
2- SATIŞ BEDELİNDEN İNDİRİM İSTEME
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. Maddesine göre bir diğer seçimlik hak, alıcının satın alınan ayıplı aracı alıkoyup satış bedelinden indirim isteme hakkıdır. Alıcı bu yolu seçtikten sonra, satış bedelinden ne miktarda indirim yapılacağına taraflar aralarında anlaşarak karar verebilir. Ancak bu konuda bir anlaşma olmaması halinde, satış bedelinde yapılacak indirimin miktarını belirlemesi mahkemeden istenecektir.
Mahkeme, satılan aracın ayıplı değeri ile ayıpsız değeri arasındaki oranın, ödenen satış bedeline uygulanması suretiyle indirim miktarını tespit edecektir. Örneğin, satılan aracın ayıpsız değeri 300.000 TL, ayıplı değeri ise 200.000 TL ve alıcı bu araç için 240.000 TL ödemiş olsa, (ayıplı değer*satım tutarı/ ayıpsız değer) alıcının ödemesi gereken miktar 160.000 TL olacaktır. Yani 80.000 TL tutarında bir indirim yapılacaktır. Öğretide satış bedelinden yapılacak indirim miktarını belirlemek için farklı metotlar da kullanılmaktadır. Ancak Yargıtay’ın uyguladığı metot yukarıda örnekle de açıkladığım metottur.
3- ARACIN ÜCRETSİZ ONARIMINI İSTEME HAKKI
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. Maddesine göre bir diğer seçimlik hak, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere ayıplı aracın ücretsiz onarımı istemek hakkıdır. Kural olarak alıcı, seçimlik haklardan herhangi birini kullanmakta serbest olsa da aracın ücretsiz onarımı isteme açısından kanun koyucu bir sınırlama getirmektedir. Aracın onarımı aşırı bir masraf gerektirdiği taktirde, alıcı ücretsiz onarım hakkını kullanamayacaktır. Gerçekten de bazı durumlarda araçtaki ayıbın giderilebilmesi için yapılması gereken masraf aracın fiyatına yaklaşabilmektedir. Bu durum satıcı için orantısız güçlükler oluşturabilir. Aracın ücretsiz onarımı istemek satıcı için orantısız güçlükler doğuracaksa, alıcı sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın alıcı açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
4- AYIPLI ARACIN AYIPSIZ BİR MİSLİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİ
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. Maddesine göre bir diğer seçimlik hak, imkân varsa satılan aracın ayıpsız yenisiyle değiştirilmesini isteme hakkıdır. Yargı kararlarında da belirtildiği üzere ayıplı araç satın alan kişiye aracın ayıpsız bir benzerinin verilmesi gerekir. Zira alıcıya en fayda sağlayan seçimlik hak budur. Ancak, madde metninde de belirtildiği üzere satıcı bu hak “imkân varsa” kullanılabilecektir. Satıcının elinde sattığı ayıplı malın ayıpsız bir benzeri bulunmuyorsa, alıcı bu hakkı kullanamayacaktır. Bu durumda sözleşmeden dönme yahut bedelde indirim isteme hakkını kullanabilecektir.
Aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde alıcı, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
B) SEÇİMLİK HAKLARIN KULLANILMASI
Alıcı yukarıda sayılan seçimlik haklardan istediğini kullanabilecektir. Ancak bu haklardan birisini kullanmadan önce yerine getirmesi gereken bazı yükümlülükler vardır. Alıcı, satın aldığı aracın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve araçta satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, aracı ayıplı olarak kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır.
Alıcı bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.
Alıcının sahip olduğu bu haklar yenilik doğuran haklardır. Kullanılmakla beraber sona ererler. Yani alıcı seçimlik haklardan birisini kullandığını satıcıya bildirdikten sonra bu seçiminden vazgeçmek suretiyle başka bir yol seçemez.
C) SATICININ AYIBA KARŞI SORUMSUZLUĞUNA İLİŞKİN ANLAŞMA
Taraflar, satıcının açık ayıplardan sorumlu olmayacağına dair bir sorumsuzluk anlaşması yapabilirler. Satıcı araçtaki açık kusurları bilerek gizlemişse bu anlaşma geçersiz olacaktır. Basit bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayan gizli ayıplar için ise sorumsuzluk anlaşması yapılamaz. Ayrıca, satıcı aracı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.
D) SIFIR ARACIN AYIPLI OLMASINDAN KİMLER SORUMLUDUR?
Kural olarak satış sözleşmelerinde satılanın ayıplı olmasından satıcı sorumludur. Sıfır aracı alan kişi, bu aracı kimden aldıysa (galerici, bayi yahut herhangi biri) aracın ayıplı olmasından sorumlu olacaktır. Aracın ayıplı olması üretimde yapılan bir hatadan kaynaklanmaktaysa üretici ve ithalatçı firma da satıcıyla birlikte sorumlu olacaktır.
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu seçimlik hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.
E) SIFIR ARACIN AYIPLI OLMASI HALİNDE DAVA AÇILMASI
Sıfır aracın ayıplı olması halinde alıcının sahi olduğu hakları kullanabilmesi için dava açması gerekmez. Alıcı, seçtiği haklardan birisini kullandığını satıcıya bildirdiği takdirde, satıcı bu hakkı yerine getirmekle yükümlü olur. Ancak, uygulamada çoğunlukla karşılaşıldığı üzere, satıcı ayıba karşı sorumluluklarını yerine getirmeyebilir. Bu durumda alıcı, yerleşim yerinde bulunan Tüketici Mahkemesi’nde bir dava açarak seçimlik haklarını kullanabilir.
F) DAVADA ZAMANAŞIMI
Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, aracın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, araçtaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, aracın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Yani iki yıl içerisinde bildirilen ayıplara hakkında, süre dolduktan sonra dava açılamayacaktır. Ancak satıcının herhangi bir talebine karşı ayıp def’ini ileri sürebilecektir. Örneğin, bir kimse ayıplı bir araç satın almış ve taksitlerinden birkaçını henüz ödememiştir. İki yıl içerisinde satıcıya ayıp bildiriminde bulunmuş ancak bu iki yıllık süre içerisinde seçimlik haklarını kullandığı bir dava açmamışsa, artık süre dolduğu için dava açamayacaktır. Ancak satıcı ödenmeyen taksitler için talepte bulunduğunda, iki yıllık süre içerisinde ayıp bildiriminde bulunduğu için ayıp def’ini ileri sürerek taksitleri ödemekten kaçınabilecektir.
Son olarak, satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz. Bu halde alıcı istediği zaman dava açabilecektir.